Sistemik Yönelimli Aile Terapisi
Aile içerisinde çocuğun, gencin ya da ebeveynlerin çıkardığı her semptomun bir işlevi olduğu varsayımından yola çıkarak oluşturulan bir teoridir. Aile içerisindeki koalisyonların, çatışmaların aile öyküsünde mutlaka bir yeri olduğuna odaklanılır. Aile sistemi içerisindeki tüm bireylerin terapi odasına dahil edildiği bir yaklaşımdır. Getirilen gündem “aile”nin hangi yaşam döngüsü basamağında olduğu göz önünde bulundurularak bir değerlendirme yapılır, amaçlar belirlenir ve süreç buna göre terapist ve aile arasında ilerletilir.
Çocuk ve Ergenlerle Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel davranışçı terapi bireyleri düşünce, duygu ve davranışlarına odaklanır. İlk görüşmelerde çocukların, gençlerin yakınmaları anlaşılmaya çalışılır ve terapide çalışılmak üzere bir hedef belirlenir. İlk aşamalarda, yaşanan yakınmaların altındaki hayata karşı zihnimizde oluşan temel inançların ve düşüncelerin rolü keşfedilir. Düşüncelerin hangi duyguları tetiklediği farkettirilmeye çalışılır. Bu duygular sonucunda ortaya çıkan davranışlar tespit edilir. İstenmeyen, huzursuzluk yaratan davranışların kademeli olarak azaltılması ve kişinin yaşadığı zorlu koşullara karşı duyarsızlaştırılması üzerinden ilerlenen bir terapi sürecidir.
Attentioner Dikkat Geliştirme Programı
Bu terapi yaklaşımı Bilişsel davranışçı terapi yaklaşımı baz alınarak geliştirilmiş bir terapi yaklaşımıdır. Her seans yapılacak gündemler belirlidir. 15 seans çocukla, 4 seans aileyle oluşturulmak üzere yaklaşık 20 seans sürmesi amaçlanan bir terapi programıdır. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tanısı psikiyatristler tarafından, çocuklar 1. sınıfa başladıktan itibaren konabilmektedir. Bu tanıyı alan çocukların medikal tedavisi düzenlendikten sonra sosyal, akademik ve duygusal boyutlara yansıyan kısımlarındaki sorunlarla baş etme becerilerini geliştirmeyi amaçlayan bir destek programıdır. Attentioner programı, kesinlikle ilaca alternatif bir tedavi yöntemi olarak düşünülmemelidir. Yapılan çalışmalar, ilaç desteğine ek olarak bu program uygulandığında çocukların dikkat, dürtüsellik, hareketlilik, hafıza, sosyal ilişkilerin düzenlenmesi ve duygularını düzenleyebilme becerilerinde gelişmeler kat edildiğini göstermektedir.
Deneyimsel Oyun Terapisi
Çocuklar 2 yaş itibariyle ‘oyunu’ ve ‘oyuncakları’ rollere sokarak gündelik hayatlarında yaşadıklarını çeşitli yollarla anlatabilmektedirler. Yetişkinler için bazen “sadece bir oyun ya da oyuncak” anlamı taşıyabilen şeyler onların dünyasında ve dilinde bizim sandığımızdan çok daha fazlasını ifade edebilmektedir. Çocukların çıkardıkları hiçbir semptom anlamsız değildir. Mutlaka kendileriyle ve yaşadıkları ortam ve koşullarla ilgili bir anlama sahiptir. Çocuklar kendi hayatlarında, onlar için yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunda bunu oyun ve oyuncaklarla anlatırlar. Bunu anlatabilmek için ihtiyaç duydukları en temel şey ise karşılarında güvendikleri ve onları anlayabileceğine inandıkları bir yetişkindir. Bu ihtiyaç göz önünde bulundurularak; deneyimsel oyun terapisi, “çocuğu hiçbir şekilde yönlendirmeden”, güvenli bir ortamda çocuğu dinlemeyi, ona eşlik etmeyi ve gündelik hayattaki zorlanmalarını oyun yoluyla oynayarak çocuğun güçlenmesini amaçlayan bir oyun terapisi yaklaşımıdır. Bu yaklaşımla çalışılırken mutlaka aile de sürece dahil edilir. Aile, terapi sürecinin pasif değil “aktif” birer yapı taşıdır. Haftalık düzende, aile ve terapist tarafından düzenlenen seanslarla ilerlenir. Sürecin ne kadar süreceği çocuğun ve ailenin ihtiyaçlarına bağlı olarak değişebilmektedir.